Hedef belirlemek iş dünyasında çok yaygın bir alışkanlıktır.Ama çoğu zaman bu hedefler çok genel, ölçülmez ve motivasyon yaratmaz.Örneğin: “Satışlarımızı artırmalıyız.”Evet, kulağa hoş geliyor ama nasıl, ne kadar, ne zamana kadar? İşte bu belirsizlik hedeflerin kâğıtta kalmasına neden olur. Burada devreye
KPI: Sayılar mı, Yol Gösterici Işık mı?
İş dünyasında bir gerçek var: ölçmediğin şeyi yönetemezsin.Ama ölçmek tek başına yeterli midir?Bazen tablolar rakamlarla dolar, grafikler rengârenk hazırlanır, toplantılarda saatlerce KPI konuşulur.Sonra dönüp bakarız:Performans artmış mı? Hedefe yaklaşılmış mı? Yoksa sayılar sadece birer vitrin mi olmuş? KPI’ların gücü işte
Hoshin Kanri: Stratejiyle Yön Vermek, Uygulamayla Yaşatmak
Birçok şirketin en büyük yanılgısı şudur: Strateji belirlemek, strateji yönetmek sanılır. Hedefler yıllık planlara yazılır, sunumlara girer, duvarlara asılır. Ama sonra sahada aynı sorunlar tekrar eder. Çünkü belirlenen yön, organizasyonun her katmanına inmez. Strateji yukarıda kalır, uygulama aşağıda yalnız kalır.